15 Mayıs 2011 Pazar

gül börek:)


2011 yılında yapılacaklar listemde her hafta yeni bir tarif denemekte vardı. ama maalesef bu şıkkı tembellikten hep es geçiyorum. bugün tüm günümü evde geçirdiğim için hazır ıspanakta varken ne zamandır denemek istediğim ıspanaklı gül böreğini denedim. bu ara enerjim çok çabuk tükenip belim ağrıdığıdan bugünkü enerjimi 2 ye bölmüştüm, ev işleri ve börek. bu böreği sandığımın aksine çok kolay yaptım ve çoook lezzetli oldu.
tarifine gelince;

1 soğanı yağda kavurup içine 1 yumurtayı kırıp pişirdim sonra ince ince doğradığım ıspanakları kattım. tuz, kırmızı biber ve çok az kimyon ekledikten sonra suyunu çekene kadar 10 dakika kadar pişirdim.

yufkaları 4 e bölüp üzerine 1 su bardağı süt, 1 su bardağı sıvı yağ, 1 kaşık yoğurt ve yumurta beyazını karıştırdığım harçttan sürdüm. ıspanaklı iç malzemeyi de ekleyip rulo şeklinde sarıp gül şeklini verdim. üzerine yumurta sarısı sürüp birazda susam serptikten sonra 200 derecede 35 dakika pişirdim.

işte bu kadar basit...

4 Mayıs 2011 Çarşamba

???


hamilelik insanın hayatını bir anda nasılda değiştirebilen bi olaymış, şaşırıyorum.

bi anda vazgeçilebilirmiş; kola-cips ikilisinden, ağıza bile sürülmezmiş kahve, uzak durulabilirmiş patates kızartması- hamburger-mayonezden.
sadece yüzüstü yatılmadığı da öğrenilirmiş hatta uyarılırmış koca "beni sola yada sırt üstü yatarken görürsen sağa çevir, bebek için daha iyiymiş" diye.
sonra paranoyak bünyeye biraz daha eklenmesiymiş paranoyaların. şunu yedim yanlış mı yaptım; yerimden şöyle kalktım hata mı ettim, böyle düşündüm bebeğimimi üzdüm, beyinde durmadan dolaşan sorularmış.
çok yürüyüp yorulursam bebeğimde yorulur mu diye düşünüp evde geçirilen vakitlerin ve eve bağlılığın artmasıymış.
bi de tekrar hayal kurmaya başlamakmış, tam da hayal kurmanın nasıl bişey olduğunu unutmaya başlamışken...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

20+1. hafta...


keşke daha sık yazabilecek enerjim olsa. geri dönüp bakınca herşey daha net görülür o zaman, daha kalıcı.
arada rastlayınca onlarca boş ajandamın içinde yazılmış bikaç nota ne kadar da mutlu oluyorum, nasıl da hissediyorum o anları.
yazıyım ki, bebeğimde mutlu olsun okuyunca, kim bilir belki hisseder.
meleğim içimde büyüyor, galiba ben yorulunca oda yoruluyor, hareketlerini daha az hissettiriyor, ama akşama kadar evde geçirdiğim bi günde kanat çırpışlarını o kadar çok hissediyorum ki, her hareketinde heyecandan kalp atışlarım hızlanıyor.
geçen hafta çarşamba doktor kontrolüne gittik. minik melek elini kafasına koymuş bi güzel uyuyodu, doktor uyandırmak için dürtse de uyanmadı,çok şükür herşey yolunda, gelişimi testleri çok iyi.
sonuda güzel olsun, mutlu biten film gibi:)